Açık Bankacılık, bankaların sunmuş olduğu API’ler üzerinden izinli olarak verilerin paylaşılması vasıtasıyla üçüncü parti kurumların finansal hizmetler geliştirebilmesi anlamına gelir.
Açık Bankacılığın Gelişimi
Fintechlerin gelişimiyle beraber, çeşitli düzenlemelerle beraber bu girişimlerin resmi bir nitelik kazanması mecburi hale gelmiştir.
Bu noktada ilk olarak AB, 2007 yılında ilk Ödeme Sistemleri Kanunu(Payment Services Directive) olarak isimlendirilen bir düzenlemeyi
sundu ve 2009 yılında hayata geçirdi. PSD olarak da isimlendirilen bu düzenleme ile birlik ülkeleri arasında verimli, hızlı, güvenli
ve rekabetçi bir ödeme piyasası geliştirmek hedeflendi.
PSD’den 6 sene sonra Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde yayınlanan ve 12 Ocak 2016 tarihinde yürürlüğe giren
PSD2 ile de ‘Açık Bankacılık’ kavramı AB sınırları içerisinde bir insiyatif olmaktan çıkartılıp, çerçevesi
kanunlar ile belirlenen bir mecburiyet haline getirmek amaçlandı.
1. Hesap Bilgileri Hizmet Sağlayıcıları kavramının oluşturulması (Account Information Service Providers - AISP), bir diğer ifade ile “Finansal Veriyi Derleyenler” (Financial Data Aggregators),
2. Ödeme Başlatma Hizmet Sağlayıcıları kavramının genişletilmesi (Payment Initiation Service Providers - PISP)
Bu iki başlık birlikte Üçüncü Parti Sağlayıcılar (Third Party Provider - TPP) olarak isimlendirilir.
Kaynak: BKM Yayınları, Dünyada ve Türkiye’de Açık Bankacılık: Bankacılığın Geleceği